Turk.internet.com yazarı Murat Çehreli’nin MarkeFront Genel Müdürü Aytaç Mestçi ile yaptığı röportajın üçüncü bölümü:
Aytaç Mestçi: Basılı Mecraya Verilen İçerikle, Sosyal Mecraya Verilecek İçerik Farklıdır, Çünkü Takipçileri Farklıdır – 3
MarkeFront Genel Müdürü Aytaç Mestçi: “Normalde basılı mecraya verdiğiniz içeriği sosyal ağda yayınlarsanız bir şey ifade etmez. Hiçbir etkili geri dönüş alamazsınız. Oranın dili farklıdır, oraya uygun çalışmalar yapılması gerekiyor. Ve bütün departmanların sosyal ağ kısmında doğru bilginin zamanında akıyor olması gerekiyor. Bunun oluşturulmasında öncelikle kurumların buna inanmaları gerekiyor. Yöneticilerin, örneğin bir 5 yıl sonra daha genç, sosyal ağa daha yatkın, daha çok inanan bir nesil geldiğinde bunu daha çok benimseyeceklerine inanıyorum.”
Söyleşinin ilk bölümünü Aytaç Mestçi: Artık Google’ın Stratejisi, Bana Ne Kadar Reklam Verirseniz, O Kadar Kısa Sürede Yükselirsiniz Oldu ve ikinci bölümünü Aytaç Mestçi: Sosyal Medya Uzmanıyım Diyen, Üniversiteden Yeni Mezun Olmuş Kişilere Marka Teslim Ediliyor başlığı altında okuyabilirsiniz.
MarkeFront Genel Müdürü Aytaç Mestçi ile söyleşimize kaldığımız yerden devam ediyoruz:
turk.internet.com: Şirketlerin önünde ne gibi fırsatlar var?
Aytaç Mestçi: En çok Facebook ve Twitter ağırlıklı konuşuyoruz. Buralarda şu anda API kodları üzerinden kampanyalar, uygulamalar ve farklı bağlantılar var. Son dönemde bir sürü farklı yapının kendi yaptıkları işi bu ağlar üzerinden de yapılabilir hale getirip uygulamalarla önümüze çıkarttıklarını görüyoruz.
Bu noktada bir markanın, özellikle demin de bahsettiğim gibi pasif izleyici markaların kendi markalarını ön plana çıkaracak, bilinçaltına gösterecek farklı uygulamalarla kullanıcıya hitap etmesi gerekiyor. Ayrıca aktif hesap sahibi olanların da sunduğu hizmetleri yine bu uygulamalarla kullanıcıya bir şekilde ikram etmesi gerekiyor.
Buradaki sebep şu; bu uygulamaları kişiler seçtiği zaman kendi profilindeki bilgilerin hepsini alabilme şansınız var. Ve bu profillerin pazarlama stratejisi olarak markanın ürünün ve hizmetin müşteri nazarındaki değerini ölçebilmesi için çok etkili bir şekilde kullanabiliyorlar. Bu da eski tarzdaki anket yapılarının artık site üzerinde yapılan çalışmalarla elde edilen verilerinin ölçülebilmesinden bahsediyorum.
İnternetin zaten en büyük amacı, en büyük kârı da bu. Bunları ölçüp bunlara göre strateji oluşturmak. O noktada firmaların bir kısmı geliyor, uygulama bütçesi veriyor ve çok güzel uygulama yapıyorlar. Buradan geri dönüşlere göre yeni strateji belirlemeyeceklere hiçbir gereği olmuyor bu anlamdaki uygulamanın. Sadece o andaki kampanya için oluyor. O yüzden burada yine uygulama yapacağız, ancak bu uygulamanın bir hedefi olmalı. Bu hedeften bir sonuç almalısınız ve bu sonuca göre yeni bir politika ve strateji üretip devam edebilmelisiniz.
turk.internet.com: Lokasyon bazlı pazarlamayla ilgili ne gibi gelişmeler söz konusu?
Aytaç Mestçi: Burada bizim beklentimiz şu; önümüzdeki dönemde mobil ve sosyal ağ uygulamaları çok entegre hale gelecek. Sebebini de biliyorsunuz; artık yeni mobil telefonlar çıktı. Hepsi internete bağlanabiliyor, hepsi aktif ve çok hızlı bir şekilde kullanılabiliyor. Bu noktadan itibaren özellikle mobil tabanlı, GPRS veya belli yer paylaşımı verilebilecek; platformlar üzerinden yapılacak uygulamalar daha çok dikkat çekmeye başlayacak.
Bu anlamdaki uygulamaların en büyüğü Foursquare. Bazı markalar bu tip çok güzel uygulamalar yapıyorlar. Örneğin giriyorsunuz bir alışveriş merkezine ve ondan check-in yaptığınız zaman içerdeki mağazalardan hangisinde kampanya olduğu, %20-50 indirim olduğunu görüyorsunuz. Doğrudan oraya gidip check-in yapıp o indirimi alıp alışveriş anında kodu gösterip indirimi kullanabiliyorsunuz. Bir anda bu iletişimi alıp kampanyayla geri dönüş yapan markalar var.
Dikkat edin verdiğim örnekler doğrudan kullanıcıya hitap eden markalarda çok daha etkin. Çünkü şöyle düşünün sosyal ağ aslında insanların bir şekilde iletişim kurdukları bir platform. O yüzden birebir doğrudan satış, ihtiyacı giderecek ürün satışı tarzında çalışmalar etkili oluyor. Ama üçüncü parti bir hizmet ve ya ürün üreten markaların buralarda strateji uygulamaları çok doğru olmayacaktır. Bu biraz daha B2B pazarlama şeklinde olacaktır ki, sosyal olarak tam etkili değil. Bunlar dikkat edilmesi gereken noktalar.
turk.internet.com: Peki sosyal medya ve arama motoru optimizasyonunda yeni eğilimler neler? Biraz da bundan bahseder misiniz?
Aytaç Mestçi: Son dönemde bizim gördüğümüz Google’ın verdiği standartların sosyal ağ pazarlamasında önemli bir kriter olarak alındığı şeklinde. Biz Google’ın açıkladığı standartlara bakıyoruz. Google son dönemde Google+ üzerine çok yoğunlaşmış durumda. Google+’a ağırlık veriyor, bütün entegrasyonunu buradan yapıyor.
Böyle bir açıklama yok ama benim beklentim ileriye dönük bunun tanımlayacağı like’lar, buradan alacağı beğen oranları arama motorlarında yukarı çıkma kriterlerinde en ön noktada olacak. Böyle olunca Google+ kısmındaki kurumsal sayfaların şimdiden oluşturulması, hesapların alınması gerekiyor.
Buradaki içeriklerin paylaşılması ve oradaki beğenme değerine göre değeriniz yükselecek. O yüzden her sitesini açıp içeriğini koyan yükselmiyor. Sitesi ziyaret edilen, tıklamayı alan, refere edilebilenler yükseliyor. Burada da aynı şey geçerli olacak; sosyal ağda hem içerik paylaşılacak, hem takip edilecek hem de faydasal içeriği geri dönüş alan paylaşımlar ve onların yönlendirdiği sayfalar yukarı çıkacak.
Bizim beklentimiz yine bunların hepsi, yeni çıkan işletim sistemleri, o işletim sistemlerinin içindeki yapıların hepsi dikkat edin sosyal ağlarla doğrudan entegre haldedir. Bu noktada buradakilere çok hızlı entegre olacak markalar, bu sistemleri çok iyi kullanacak markalar öne geçecektir.
turk.internet.com: Gelinen noktada sosyal ağlar olmadan bir markanın var olamayacağını, sosyal mecrada mutlaka aktif veya pasif izleyici olunması gerektiğini söylüyorsunuz. Peki firmalar sosyal medyada varlıklarını nasıl yürütmeliler?
Aytaç Mestçi: “Şayet firma kendi içinde ekip oluşturacaksa mutlaka elemanları iyi seçmesi gerekiyor. Çalışacak kişiler deneyim sahibi olmalı. En önemlisi de sosyal ağlardaki politikayı kurumsal alana entegre edebilmesi lazım.
Genelde de burada son söyleyeceğim şey, böyle bir yapıyı oluşturacak karar belli bir şirketteki zincirin onayıyla geçer. Mutlaka genel müdür, varsa yatırımcısı, pazarlama müdürü, reklam müdürü, İK müdürü, PR müdürü ve işletmenin döngüsünde çalışan birimlerin, sosyal medya ekibindeki kişilerle beraber çalışması gerekiyor. Onlar ne biliyorsa sosyal medya ekibinin mutlaka bilmesi gerekiyor.
Dikkat edin, nasıl bugün bir pazarlama müdürü alınacak tüm kararları biliyor, reklam müdürü her şeyi biliyor çünkü pazarlama stratejisini içerideki karara, yapılacak yönteme göre belirliyor. Aynı yayılımı bir dakika sonra sosyal ağda yayınlayacaksınız.
Ve siz diğer mecralarda yayınlamadan bir dakika evvel öteki tarafa verirseniz alın siz de bu link diye paylaşırsanız bu hiçbir işe yaramaz. Çünkü oranın takipçi kitlesi farklıdır.
Normalde basılı mecraya verdiğiniz içeriği sosyal ağda yayınlarsanız bir şey ifade etmez. Hiçbir etkili geri dönüş alamazsınız.
Oranın dili farklıdır, oraya uygun çalışmalar yapılması gerekiyor. Ve bütün departmanların sosyal ağ kısmında doğru bilginin zamanında akıyor olması gerekiyor. Bunun oluşturulmasında öncelikle kurumların buna inanmaları gerekiyor. Yöneticilerin, örneğin bir 5 yıl sonra daha genç, sosyal ağa daha yatkın, daha çok inanan bir nesil geldiğinde bunu daha çok benimseyeceklerine inanıyorum.
Kaynak: Turk.internet.com
Pingback: Aytaç Mestçi: Sosyal Medya Uzmanıyım Diyen, Üniversiteden Yeni Mezun Olmuş Kişilere Marka Teslim Ediliyor | MarkeFront