İnsan kaynakları uzmanları, görüşmeye çağıracakları adayları sosyal ağlarda mutlaka kontrol ediyor. Facebook, Twitter, LinkedIn ve Pinterest, sırayla inceleniyor. En çok dikkat ettikleri şey ise önlerine gelen CV ile sosyal medyadaki paylaşımların tutarlı olup olmadığı. Yani istediğiniz kadar ciddi, ağırbaşlı bir CV hazırlayın, sosyal ağlardaki paylaşımlarınız bunun tam tersini gösteriyorsa, mülakatı yapacak uzmanın aklında da soru işaretleri oluşuyor.
Kurumsal bir şirkette çalışan Deniz Hanım, kendi sektörüyle ilgisi olmayan bir kurum ve bu kurumun bir ürünü hakkında sosyal medyada ağır eleştiriler yazıyor. Hem şirketi hem de ortaya çıkardıkları ürünü yerden yere vuruyor, demediğini bırakmıyor, rezil etmek için elinden geleni yapıyor. Aradan zaman geçiyor. Deniz Hanım, yazdığı şeyleri unutuyor ve iş görüşmesi için yıllar önce ağır bir şekilde eleştirdiği bu şirketin kapısını çalıyor. İnsan kaynakları uzmanı, Deniz Hanım’ı görüşmeye çağırıyor. Deniz Hanım da şirketi ne kadar beğendiğini, ürünlerinden ne kadar memnun kaldığını anlatıyor. Söyleyecekleri bittiğinde ise İK uzmanı Deniz Hanım’ın internette kendileri hakkında yazdığı şeylerin çıktısını önüne koyuyor ve odadan çıkıyor. Sizce Deniz Hanım işi alabildi mi?
Amerikalı insan kaynakları şirketi Robert Half’ın yaptığı araştırmaya göre; tüm dünyada İK uzmanlarının yüzde 18’i, ABD’de yüzde 65’i, Türkiye’de ise yüzde 35’i eleman aramak için sosyal medyayı kullanıyor.
İK uzmanlarının bir adayı mülakata çağıracaklarında kişi hakkında internette de araştırma yaptığını artık hepimiz biliyoruz. Sosyal ağlar, bloglar, hatta blog yazılarına yapılan yorumlar bile inceleniyor. Hali hazırda bir işiniz varken paylaştığınız şeyler o an için sorun yaratmasa bile, daha sonra iş arama sürecine girdiğinizde bir insan kaynakları uzmanının gözüne batabilir ve sizi mülakata çağırmaktan vazgeçebilir.
(…)
Uygun olmayan içerikleri silin
İş arama sürecindeyseniz, sosyal ağlarda neler paylaşmalı ya da neler paylaşmamalısınız? Sosyal ağ ve internet pazarlama ve danışmanlık şirketi Markefront Genel Müdürü ve Kültür Üniversitesi Öğretim Görevlisi Aytaç Mestçi’nin önerisi şu: “Eski durumu düşünün. İş arama sürecinde olan bir kişi aman ben iş arıyorum diyerek iyi bir CV yazar. Olmamış şeyleri olmuş gibi gösteren bir içerik ortaya çıkarır. Ama görüşmede doğrular ortaya çıkar. İnteraktif ortamda da bu geçerlidir. Sosyal ağlardaki kuralı unutmayın ‘Arkasında duramayacağınız hiçbir içerik paylaşmayın!’ Bu da biraz öngörü istiyor. En baştan neyi nasıl paylaşacağına karar verip ona göre ilerlemek gerekiyor. Fakat iş işten geçmişse yapılacak çok da şey yok. Fikirler değişmişse şu anki görüşleri desteklemeyen paylaşımlar hesaplardan kaldırılabilir, beğenilen sayfaların üyeliklerinden çıkılabilir. Bloglarda da bir düzenlemeye gidilebilir.”
Kişiyi profil değil paylaşımlar ele veriyor
Adayın yaptığı paylaşımların, ön görüşmeye çağrılmasında doğrudan etkili olduğunu belirten Mestçi, ayrıca bloguna yazdığı bir fikir ve eleştirinin de aday hakkında olumsuz karar alınmasına ya da görüşmede üstüne gidilecek konuların belirlenmesinde yardımcı olabildiğini söylüyor.
(…)
Kaynak: Yenibiris.com/HurriyetIK